Tarih ilmi toplumlara geçmişte yaşananlardan ders almak hususunda anlamlı veriler sunduğu ölçüde kıymetlidir. Çünkü toplumlar zamanın şartları değişse de mazide yaşananlara benzer olaylar yaşayabilirler. Osman Yıldız’ın Tanin Diyor Ki’si hem köklü bir neşriyat geleneği olan Tanin gazetesinin yayıncılık serüvenini inceliyor hem de son derece kuvvetli delillerle 2016 yılında yaşamış olduğumuz darbe ihanetinin aslında 31 Mart vakasıyla taşıdığı benzerlikleri okurun ilgisine sunuyor.
Eser sadece Meşrutiyet sürecinde Tanin’in kendisini konumladığı pozisyonu değil ilgili dönemde yaşanan Adana olayları gibi olaylar karşısında takındığı tutumu da mercek altına alıyor. Ayrıca bir hayli sancılı geçtiği su götürmez olan süreçte incelenmeye muhtaç gazeteci cinayetlerinin yansımalarını da eserde bulmak mümkün.
Türk basın geleneğinin en mühim atlama taşlarından birisi olan Tanin gazetesinin hala incelenmeye muhtaç olduğu bir gerçek. Tanin Diyor Ki gibi başkaca çalışmalarla bu münbit alanın doldurulması gerekiyor. Aslında çok da uzak olmayan bir geçmişe ait olan bu önemli gazete hakkında evvelden çıkan birkaç çalışmayla beraber Osman Yıldız’ın çalışması bu büyük boşluğu doldurmayı hedefliyor ve ele aldığı aralık özelinde bunu büyük ölçüde başarıyor. Özellikle hem dönem olaylarının incelenmesi hem de gazetenin yaşananlara tepkisinin kaydedilmesi eseri araştırmacılar için başvuru kaynaklarından biri haline getiriyor.